Kayıtlar

Aralık, 2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Atatürk Olmasaydı - Cemal KUTAY

  Atatürk Olmasaydı - Cemal KUTAY KİTABIN ÖZETİ : Atatürk olmasaydı, Çanakkale Zaferi olmazdı. Ç anakkale Zaferi olmasaydı İngiliz, Fransız, Ruslar 'dan oluşan İ tilaf devletleri , savaşı planladıkları üzere en çok 17 ayda zaferle bitirir. Rus çarlığı haşmetle sürer, İstanbul, Boğazlar Rusların eline geçer, Sevr antlaşmasının şartları gerçek olurdu. Trablusgarp ve Balkan harpleri yenilgilerinden sonra morali sıfır benliği yok olmuş ezik ve bitik Türklük için destan devri kapanır. Dünyanın hiçbir esir milletinde emperyalizmin baskısı altında, milli kurtuluş fikri oluşamaz ve hareket gelişemez. Çarlık Rusya yıkılmasaydı Orta Asya ve Kafkasya ’daki Türkler kısa süreli de olsa bağımsız devlet kuramazdı. Çanakkale savunması dominyon sömürgelerde bağımsızlık ve haysiyet şuurunu uyandırdı. Atatürk olmasaydı orduyu politika dışında tutmak mümkün olmazdı. İkinci büyük Millet Meclisinde bu prensip tatbik edildi. Bu durumda olanlar ya asker ya Milletvekili oldular. Atatürk olmasaydı üze...

Yahudi Kadim Mistik Öğretisi Kabala - A. Ekrem Ülkü

Resim
  Yahudi mistisizmi 4000 yılı aşkın bir süredir, tüm ezoterik öğrencileri derinden etkilemektedir. Kabala öğreti son 2000 yıllık süreçte yazıya geçirilmiş ve bu konuda pek çok kitap yazılmıştır.  Ancak bunların çoğunun ortak sorunu belirli bir kesim hariç anlaşılmaz olmalarıdır. Elinizdeki kitap bu sorunu aşmak için herkes tarafından olabildiğince anlaşılabilir ve açıok seçik olarak kaleme alınmıştır.  Kabala öğretisi, hem antik felsefeye hem de çağdaş felsefe ye zengin anlayışlar kazandırmıştır. Felsefe, psikoloji ve dine Kabala sembollerinin merceği ile bakıldığında, daha derin anlamlar ortaya çıkar. Bunun sonunda bu kadim mistik hazine, çağdaş ve postmodern felsefe yaklaşımı ile psikoloji ve tanrıbilim için de yer bulabilir.  Ayrıca Kabala'nın altyapısı akılsal bir yaklaşımla günümüze de uyarlanabilir. Bir örnek vermek gerekirse, Kabala'nın kaynaklarından Sefer Yetzirah'da anlatılan Evren Yaratılış süreci, modern bilimin benimsediği Big-Bang teorisi ile bire bir b...

50 Soruda Psikiyatri Ali Nahit Babaoğlu

Resim
  Psikiyatri nedir, psikiyatri uzmanı kimdir?  Psikiyatrik bozukluklar ne zaman ve nasıl bozuk sayılır, ne tür bozulmalar görülür?  Şizofreni nedir?  Kaç türlü duygudurum bozukluğu vardır?  Anksiyete bozukluğu nedir?  Hangi fobiler ayırt edilebilir?  Cinsel bozukluklar ve cinsel kimlik bozuklukları nelerdir? Uyku bozuklukları neden kaynaklanır?  Kişilik bozuklukları nelerdir?  Psikiyatride hangi ilaçlar kullanılmaktadır ve bunların etkinlik alanları nelerdir?  Psikoterapi modelleri nelerdir?  Varoluş analizi ne demektir?  Analitik, dinamik, danışan merkezli psikoterapi; grup, aile, Gestalt terapileri; imajinatif ve yaratıcı terapiler; sanat, hareket, dans ve oyun, ortam ve uğraşı terapileri nelerdir? Dinsel esinimli terapiler var mıdır?  Psikodrama nedir? Adli psikiyatri nedir ve nasıl işler?

Veganizm Ahlakı, Siyaseti ve Mücadelesi - Zülal Kalkandelen

Resim
Bu satırları okuyorsanız, öncelikle veganizm üzerine yazılmış ilk Türkçe kitaba ilgi gösterdiğiniz için teşekkür ederiz. Bu teşekkür sıradan bir ifade değildir; veganlar bilir, hayvan haklarından söz etmeye başladığınız anda olumsuz tepkiler almaya başlarsınız, hatta işi hakarete vardıranlar olur.  Ancak bunun yanında, dünyada yavaş da olsa giderek daha fazla ilgi görmeye başlayan veganizmi anlamaya çalışanlar, merak edenler de var. Bu kitabın amacı, hem akıllarda yanlış bilgilenme sonucu yer eden görüşlere bir karşılık vermek, hem de veganizmi bir felsefe ve yaşam pratiği olarak merak edenlerin sorularına yanıt oluşturmak.  Kitabı yazarken, herhangi bir sınırlama olmadan, en içten düşüncelerimizi ve kişisel yaklaşımlarımızı mütevazı bir şekilde paylaştık. Elbette veganizm konusunda ikimizin aynı görüşte olmadığı hususlar da vardı. Her düşünce ya da felsefe akımında olduğu gibi, veganizmin içinde de farklı yorumlar, yönelimler var. Dolayısıyla okuduklarınızla hemfikir olabilec...

OSMANLI İMPARATORLUĞU KURULUŞU - HASAN ERDOĞAN

Resim
OSMANLI İMPARATORLUĞU KURULUŞU - HASAN ERDOĞAN   Osmanlı İmparatorluğu Kuruluş Tarihi: 1299  Yıkılış Tarihi: 1922  Kurucusu:  Osman Gâzi  Başkenti: Söğüt, Bursa, Edirne, İstanbul Dili: Osmanlı Türkçesi  Devlet Başkanı: Sultan  Osmanlı İmparatorluğu'nun Kuruluşu Anadolu (Türkiye) Selçuklularının 1308 yılında ortadan kalkmasıyla beraber, özellikle Batı Anadolu'daki beylikler arasında, Türk birliğini yeniden tesis etmeyi amaçlayan mücadeleler kızışmış idi.  İşte bu mücadelelerin neticesinde Anadolu'da Osmanoğulları’nın yıldızı parlayacak ve altı yüz yılı aşan muhteşem bir Türk devletine tarih tanıklık edecektir. Osmanoğullarının Menşe'i:  Tarihi kaynaklara göre Osmanlı İmparatorluğu'nu kuranlar, Oğuzların 24 boyundan biri olan Kayı boyuna mensuptur. Oğuz an'anesine göre Kayılar, sağ kolda yer alan Bozokların, Günhan kolunun en büyük boyudur. Dolayısıyla Oğuz teşkilât yapısında Kayılar, hakim unsurdur. Bundan dolayı Dede Korkut'ta "Hâkimiyet bir ...

Şaşırtan Varsayım - Francis Crick

Resim
  "Francis Crick en canalıcı sorulara şaşırtıcı yanıt verme yeteneğini gösteriyor. Hücredeki onca molekülün içinde, hangileri tüm yaşamın kaynağı olabilir? Bu soruya verdiği yanıt biyolojide devrim yarattı. Peki beyindeki o kadar hücrenin içinde ruhumuzun kaynağı hangileri acaba? Onun bu arayışı, birinci sınıf bir polisiye roman, DNA'yı arayışı kadar soluk kesici. Şaşırtan Varsayım, her sayfasında olağanüstü yazarının düşünce duruluğunu ve espri gücünü yansıtan olağanüstü bir kitap."  -Terence J. Sejnowski-

ANADOLU NOTLARI - REŞAT NURİ GÜNTEKİN

ANADOLU NOTLARI - REŞAT NURİ GÜNTEKİN DÜZENLEME : ERDOGANER  KİTABIN KONUSU :  Bir Anadolu gezisindeki yaşanan olaylar. KİTABIN ÖZETİ :  Kitap birçok kısa notlardan oluştuğu için içinde birçok olaylar vardır. Bunlardan birkaçını sizlere anlatmak ve özetlemek istiyorum. “Trende” adlı notunda trene bindiği andaki hissettiklerini yazıyor. Trende en büyük zevk vagonda bir yolcunun olmamasıdır. Bu yüzden her duruşta gelen yolcuya ! “Burada biri var. Kantine gitti. Şimdi gelir” diyerek onun gitmesini bekliyordu. Bazen de uğurlamaya gelenleri yanına oturtturmak ve tren hareket edinceye kadar bekleyip daha sonra salıvermektir. Yazarın kullandığı en büyük taktik hasta numarasıdır. Yüzüne bir tülbent bağlayıp, parmağıyla gözünün etrafına bir parça sigara külü bulaştırıvermiş. Daha olmazsa “vallahi bilmem birader, bizim dayı yılancıktan öldü. Bize de mi geçti nedir ?” diye konuşuverir. Herifi koydunsa bul.... Şoför notunda da kamyoncunun bir yol boyunca karşılaştığı tuhaf olayları a...

Bir Savaşın Tasviri - Franz Kafka

Resim
Bir Savaşın Tasviri - Franz Kafka 

Bir Köy Hekimi - Franz Kafka

Resim
Yeni bir avukatımız var: Dr. Bucephalus. Uzaktan bakıldığında Makedonyalı İskender`e yardım etmiş bir savaş atını andıracak tek özelliği yok. Fakat bu adı bilenler, avukatın görünüşünde kimi özellikler bulabilir yine de. Örneğin, geçen gün adliye sarayının dışındaki merdivanlerde akıldan yana şansı olmamış bir mübaşir gördüm: Dr. Bucaphelus, ayaklarını alışılmıştan yukarı kaldırıp mermerde çın çın öten adımlarla basamakları tırmanırken, mübaşir, at yarışlarını kaçırmayan bir küçük uzmana has bakışlarla, hayranlıkla onu izliyordu.

Yorumsuz 12 Eylül Belgeleri - Ferruh Dinçkol

Resim
 

Denemeler - Nurullah Ataç

Resim
 Denemeler - Nurullah Ataç Dilimiz Üzerine  Dilimiz, konuşma dilimizden çok yazı dilimiz, yıllardan beri, yüzyılı aşkın bir zamandan beri durmadan değişiyor. Değişmesini bir dileyen oldu bir buyuran oldu diye değil, değişmesi gerektiği için, değiştirmek zorunda olduğumuzdan, içimizden duyduğumuz için değişiyor. Elimizdeki dille, dünden kalan dille, istediğimizi söyleyemediğimiz, istediğimiz gibi söyleyemediğimiz için değişiyor. Bu değişme, bir bakıyorsunuz hızlanıyor, çok kimseleri şaşırtacak, başlarını döndürecek kadar hızlanıyor; bir bakıyorsunuz ağırlaşıyor, artık duracak sanıyorsunuz. Ama durmuyor. Durdurmak kimsenin elinde değil; durdurabilsek, çoktan durduracaktık. 

YÜREĞİMİ SESİNİ (DİNLE ROMAN) - Susanna Tamaro

Resim
1993'te yayınlanan Yüreğinin Götürdüğü Yere Git adlı romanıyla tüm dünyada büyük yankı uyandıran Susanna Tamaro, bu yeni romanında o büyüleyici öykünün devamını sunuyor okurlarına.  Yüreğinin Götürdüğü Yere Git, 80 yaşındaki bir kadının, uzaklara giden genç torununa yazdığı mektuplardan oluşuyordu. “Yapmaya değecek tek yolculuk, içimize yapacağımız yolculuktur,” diyordu yaşlı kadın, “o özgün çağrıya kulak vermeli ve yüreğimizin götürdüğü yere gitmeliyiz.”  Yüreğimin Sesini Dinle'de, artık genç bir kadın olan torun, zorlu bir kimlik arayışı içinde yaşamın anlamının peşine düşer. Bu arayış, hem kendi yüreğine, hem de kutsal topraklara doğru bir yolculuğa çıkarır onu.  Kendi öyküsünü keşfetmek için çıktığı bu yolculuğun sonunda, aile evinin tozlu tavanarasında hiç ummadığı bir öyküye kavuşacaktır:  Yüreğinin Götürdüğü Yere Git. Tamaro, bu kez, Yüreğimin Sesini Dinle diyor okurlarına: Yaşama bir anlam katmak, öfkeyi sevgiye, kırgınlıkları güce dönüştürmek için…

Yürüyen Ölüler - ROBERT KIRKMAN

Resim
 Yürüyen Ölüler - ROBERT KIRKMAN  Tüm dünyada heyecanla izlenen Yürüyen Ölüler dizisinin ilk romanı sizlerle! "Serinin hayranları için müthiş bir haber! Ama dikkatli olun, çünkü Kirkman'ın zombi hikâyelerinin tadını bir kez alan, bir daha bırakamaz!" -The Ossuary- Her şey dönüşümle başlamıştı. Bildikleri o eski dünya yok olmuş, küllerinden dev ölü kentler doğmuştu. Tüm sevdikleri tek tek dönüşüyor, her geçen gün içlerinden birileri yürüyen ölüler kervanına katılıyordu. Bu yeni ve acımasız dünyada hayatta kalabilmek, âşık olabilmek mümkün müydü? Bu dünyada artık korkuya, ümitsizliğe, sevgiye yer yoktu! Zombilerle savaşmaktan bitap düşen Philip Blake, duyguların şimdiki yerini, yani yersizliğini anladı. Eski dünyanın yıkıntıları ve ölüleri arasında canlı kalabilmeyi başarmak yalnızca bir şarta bağlıydı: duygusuzlaşarak o ölülerden biri olmak! (Tanıtım Bülteninden)

Zen ve Motosiklet Bakım Sanatı Değerlerin Sorgulanması - Robert M. Pirsig

Resim
Hikaye bir adamın, oğlu ve iki arkadaşıyla birlikte yaptığı uzun bir motosiklet yolculuğundan oluşuyor. Yolcular, metalik-plastik yalnızlıkların hüküm sürdüğü, özdeki çirkinliklerin yapay bir 'stil' cilasıyla kapatılmaya çalışıldığı, 'stilize' nesneler, 'stilize' insanlar ve ilişkilerle dolu bir hayatın yaşandığı Amerikan kentlerinden, sapa dağ yollarından, uçsuz bucaksız düzlüklerden geçer, bir dağa tırmanır ve en sonunda okyanusa varırlar. Adam yolculuk boyunca bir de 'iç yolculuk' yaşamakta, başka doruklarda gezinmektedir. Kendi 'deli' geçmişine, aklın ötesine yolculuk yapmaktadır. 'Akılcılık' dediği hayaletin peşinde antik Greklerden modern bilim felsefesine kadar bütün Batı düşüncesini kat eder. Etrafındaki bütün çirkinliğin, sahteliğin sebebi olduğu söylenen teknolojiyi suçlamaz. Sorun, teknoloji üreten insanlarla ürettikleri nesneler arasındaki ilişkidedir. Bunun da temelinde gerçekliği, özne ve nesne diye uzlaşmaz karşı kutuplar k...

Willard ve Onun Bowling Kupaları - Richard Brautigan

Resim
Adam: Yetersiz olmaktan hoşlanıyordu. Tüm hayatı darmadağın ve acı dolu bir karmaşaydı. Kaput takmak her zaman onu utandırırdı ve takınca kendisini boktan bir aptal gibi hissederdi.  Islak ve sıcak kaputun, uzaydan gelen pis bir şaka gibi, elinde durmasından nefret ederdi. Kadın: İçine giren kaputun verdiği duygudan nefret ediyordu. Bir yıl boyunca içinde hissettiği tek şey adam değil, kaputtu. doğru düzgün yapamıyordu.  Onu ne kadar çok sevdiğini söylemek istedi, adam buna hazırdı, ama söyleyemedi. Her şeyin bir sonu olduğunu biliyordu. Hep böyle olurdu: Sevişmelerinin ardından kendilerini hep üzgün hissederlerdi, çoğu zaman da üzgündürler zaten.  Otlarla kaplı boş bir alandan birbirine bakan perili evler gibi, bedenlerinin üstünden henüz geçmişti. Biz: Güneş batıyordu ve karanlıktan nefret ederdik. Aşağıdan geçen arabalar, çocukluğumuzdaki, o çok yalnız ve yağmurlu öğleden sonrayı hatırlattı.

DİNLE KÜÇÜK ADAM - WILHELM REICH

Resim
Sevgi, çalışma ve bilgi yaşamımızın tükenmez kaynaklandır. Dolayısıyla, yaşamı onların yönetmesi gerekir. Wilhelm Reich. Siz, beni horgören büyük adamlar! Nerden beslendi politikanız, Dünyayı yönettiğiniz sürece?  Hançer yaralarından ve cinayetlerden!   Charles de Coster, Ulenspiegel   DİNLE KÜÇÜK ADAM, bilimsel bir belge değil, konusu insan olan bir çalışmadır. 1954 yılı yazında, yayımlanma amacı güdülmeden, Acun-sal Yaşam Enerjisi Kurumu Belgelikleri için yazılmıştır.  Bu kitap, birkaç onyıl boyunca, sokaktaki Küçük Adamın kendine neler yaptığını önce çocuksu bir saflıkla, daha sonra büyük bir şaşkınlıkla ve nihayet dehşet içinde izleyen bir doğabilimci ve tıp doktorunun içindeki fırtınaların ve çatışkıların ürünüdür: Sokaktaki Küçük Adam, nelere katlanmak durumunda kalmakta, nasıl isyan etmektedir?

Sıtkı Aslanhan

Resim
  Sıtkı Aslanhan, 1976’da Malatya’da doğdu, Manisa’da büyüdü, Isparta’da okudu ve şu an İstanbul’da yaşıyor. 1998’den beri Türkiye’nin dört bir yanında ve Avrupa’da; belediyelere, kamu kurum ve kuruluşlarına, şirketlere, sivil toplum kuruluşlarına, üniversitelere, dershane ve okullara; moral, motivasyon, etkili iletişim, insan psikolojisi, aile içi iletişim, çocuğun başarısında anne-babanın rolü, hayata gülümse konularında seminerler vermektedir. 4 yıl Radyo 7’de program yaptıktan sonra şimdi de Akra FM’de program yapmaktadır. Evli ve 3 çocuk babasıdır.

Sabahattin Ali

Resim
Sabahattin Ali, Türk edebiyatının önemli isimlerinden biridir. Önce şiirleriyle ortaya çıkar, sonra ise hikâye ve romanlarıyla tanınır. Eserlerinin listesi ilk yayımlanış tarihleriyle önsözün sonunda verilmiştir. Yirminci yüzyılın ilk yarısında verdiği bu eserlerle edebiyat tarihimizde kendine saygın bir yer edinen Sabahattin Ali, en çok hikâyeleri ile sevilmiştir. Hikâyeciliğimizde "toplumcu gerçekçi" tarzda yazdığı öyküleri ile bir mihenk taşı sayılır. Gördüklerini gayet sade bir dille, kısa ve açık ifadelerle anlatarak çarpıcı olmayı başarabilen bir hikâyecidir. Hikâyelerinde karakterlerinin kişisel yaşantılarını, onları oluşturan toplumsal koşullar içinde verir. Bireysel ile toplumsalı son derece başarılı bir biçimde birbirinin içinden geçirerek damıtır ve etkileyici bir şekilde hikâye eder. Sabahattin Ali, hikâyelerinin çoğunda dünyayı ikiye ayırır; ezenler ve ezilenler. Bu karşıtlık eserlerinde, zenginler fakirler, aydınlar halk, saldırgan erkekler düşmüş kadınlar, jand...

Sidney Finkelstein

Resim
Sidney Finkelstein, Amerikalı yazar ve müzik, edebiyat, sanat eleştirmeni. 1909’da Brooklyn’de (New York) doğdu. New York’taki City College’i bitirdi, 1932’de Columbia Üniversitesi’nden Master of Art, 1955’te New York Üniversitesi’nden ikinci master diplomasını aldı. Daily Eagle, Herald Tribune, New Masses, Masses and Mainstream, The Massachusetts Review gibi yayınlarda kitap eleştirileri, müzik yazıları, edebiyat ve sanat incelemeleri yazdı. Finkelstein ABD Komünist Partisi’nin (CPUSA) üyesi ve önde gelen müzik ve kültür kuramcılarındandı.  Sanat ve edebiyat konusuna toplumcu gerçekçi açıdan yaklaşımını, Sovyetler Birliği Komünist Partisi’nin 1956’daki ünlü 20. Kongresi’nden sonra, çok daha boyutlu hale getirdi. Çalışmalarını daha geniş bir alana aktararak, güzel sanatlar arasındaki ilişkiler ve estetik sorunlara toplumsal yaklaşım üzerine yoğunlaştı. 1974’te Brooklyn’de öldü.  Eserleri:  Art and Society (Sanat ve Toplum, 1947); 2009;)  How Music Expresses Ideas (19...

STEFAN ZWEIG

Resim
STEFAN ZWEIG, 1881’de Viyana’da doğdu. Avusturya, Fransa ve Almanya’da öğrenim gördü. Savaş karşıtı kişiliğiyle dikkat çekti. 1919-1934 yılları arasında Salzburg’da yaşadı, Nazilerin baskısı yüzünden Salzburg’u terk etmek zorunda kaldı.  1938’de İngiltere’ye, 1939’da New York’a gitti, birkaç ay sonra da Brezilya’ya yerleşti. Önceleri Verlaine, Baudelaire ve Verhaeren çevirileriyle tanındı, ilk şiirlerini ise 1901’de yayımladı.  Çok sayıda deneme, öykü, uzun öykünün yanı sıra büyük bir ustalıkla kaleme aldığı yaşamöyküleriyle de ünlüdür. Psikolojiye ve Freud’un öğretisine duyduğu yoğun ilgi, Zweig’ın derin karakter incelemelerinde ifade bulur. Özellikle tarihsel karakterler üzerine yazdığı yorumlar ve yaşamöyküleri, psikolojik çözümlemeler bakımından son derece zengindir. Zweig, Avrupa’nın içine düştüğü siyasi duruma dayanamayarak 1942’de Brezilya’da karısıyla birlikte intihar etti. Stefan Zweig’ın Can Yayınları’ndaki diğer kitapları:  • Dünün Dünyası, 1985  •...

Sergey Malişev

Resim
Sergey Malişev (1877-1938), Rus devrimci hareketinin tarihinde pek adı sık anılır, poolarak önde bir yer tutmasa da emektar bir parti işçisi, Bolşevik bir işçidir. Adına Lenin'in toplu eserlerinde birkaç kez rastlanır. Malişev'in babası değişik kaynaklarda bir fırıncı veya yoksul bir köylü olarak anılır.  Malişev, 1891-1896 yıllan arasında esnaflık yaptı, sonradan St. Petersburg'da Obukov fabrikasında bir fabrika işçisi olarak çalıştı. 1902'de RSDİP'e katıldı, 1903'te Bolşeviklerin yanında yer alarak Odessa'ya yerleşti. 1905 Devrimi sırasında Kostrama Sovyetine başkanlık etti.  Devrimin yenilgisinden sonra St. Petersburg'a gitmek için ayrıldı. Bu dönemde işsizler arasında gerçekleştirdiği çalışmalar yüzünden tutuklandı ve hapishaneye gönderildi.  1913'te St. Petersburg'a döndü," Pravda'nın sekreteri oldu.  1914'te yeniden tutuklandı ve Sibirya'ya sürüldü.  1917 Temmuzunda yerel sovyetin başkanıyken, Bolşevik eylemleri yüzünden öf...

STANISLAW LEM

Resim
STANISLAW LEM, 1921 yılında Polonya'nın Lwow kentinde doğdu. Tıp öğrenimini İkinci Dünya Savaşı'nda ülkesi Alman işgaline uğrayınca yarıda bıraktı. Savaş yıllarını otomobil tamirciliği ve kaynakçılık yaparak geçirdi. 1946'da Kraköw'a yerleşti ve tıp eğitimini tamamlayarak doktor oldu. Aynı yıllarda şiir yazmaya ve bilimsel yöntem üzerine kuramsal araştırmalara başladı.   Lem, 1951 yılında, daha sonra kendisini dünya çapında üne kavuşturan bilim-kurgu türünde yazmaya başladı. Yazann başyapıtı sayılan Solaris, ünlü Rus yönetmen Andrey Tarkovski tarafından sinemaya da aktarıldı.  İletişim Yayınları, Lehçe yazan ve kitaplan birçok yabancı dile çevrilen Stanislaw Lem'in "Bütün Eserleri"ni yayımlayacaktır.

Søren Kierkegaard

Resim
  Søren Kierkegaard (1813-1855): Topu topu 42 yıl süren yaşamında, 30'lu yaşlarının başında yayımladığı Ya/Ya da ve Korku ve Titreme gibi yapıtlarıyla sivrilen ve etkisini hem felsefeci hem de yazar olarak günümüze dek sürdüren önemli bir 15). yüzyıl düşünürüdür. 1843 'te yayımladığı ‘Kaygı Kavramı 'ysa, Kierkegaard'dan son yıllarda dilimize aktarılanlar arasında özgün dilinden çevrilişiyle de farkını oluşturan bir yapıttır. Türker Armaner (1968); Kuşağının felsefeyle edebiyatı birbirini en iyi biçimde besleyerek sürdüren önemli üyelerindendir, iskandinav dillerinden çevirdiği yazarlar arasında Kierkegaard'ın yanı sıra Sofi'nin Dünyası yazan Jostein Gaarder de bulunan Armaner'in kendi yazdıkları arasındaysa, ilki 1997 yılında yayımlanan (Kıyışız) üç de öykü kitabı bulunmaktadır.

Ursula K. LeGuin,

Resim
  21 Ekim 1929'da ABD'de doğdu. Babası ünlü antropolog Alfred Kroeber'di. Küçük yaşta kardeşlerine masallar uydurarak bilimkurgu alanına girdi, ilk öyküsünü dokuz yaşında yazdı. Üniversitede Fransız ve İtalyan edebiyatı okudu, Rönesans edebiyatı üzerine çalıştı. Savaş sonrası, eleştirel bilim-kurgunun ortaya çıkış yıllarında, bu türün tüm ünlü yazarları gibi öyküleriyle adını duyurdu. Özellikle anarşizmden ve Taoculuktan esinlendi. Bilim-kurgunun, uzay fantezilerinin ötesine geçerek, eleştirel bir yazın türüne dönüşmesine katkıda bulundu.  Yapıtlarında alternatif tarihler, alternatif düşünüş, yaşayış biçimleri kurgulayan LeGuin kendini anarşist, Taocu, feminist ve çevreci olarak tanımlıyor. Başlıca yapıtları: Rocannon's World (1966), Planet of Exile (1966), The Earthsea Trilogy (1968-71-72), The Lathe of Heaven (1971), The Word forWorld is Forest (1972), The Wind's Twelve Quarters (1975), Orsinian Tales (1976), The Compass Rose (1982), Always Coming Home (1985), Mül...

İmkânsızın Şarkısı - Haruki Murakami

Resim
Bir yolculuk sırasında Beatles'ın "Norwegian Wood" adlı parçasını duyan kahramanımız 37 yaşındadır ve bu parça onu Tokyo'da geçirdiği üniversite yıllarına götürecektir. En yakın arkadaşının intihar edişi, geçen zamanın ardından onun kız arkadaşıyla yakınlaşması, araya giren zorunlu ayrılık ve yeni bir kız arkadaş. "İmkânsızın Şarkısı" yalın, çarpıcı ve sıcak bir aşk hikâyesini anlatıyor.  Yazarı HARUKİ Murakami Japon edebiyatının aykırı, ama en çok okunan yazarı. Japon geleneklerinin dışında geliştirdiği üslubuyla adından çok söz ettiren Murakami'yi dünyaya tanıtan roman "İmkânsızın Şarkısı". 1968-1970 yılları arasında geçen olaylar, o günün toplumsal gerçeklerini de satırlara taşıyor. Ama romanın odağında bu toplumsal olaylar değil üçlü bir aşk var.  Gençliğin rüzgârıyla hareketlenen "İmkânsızın Şarkısı"nı ölümle erken karşılaşan gençlerin hayatı yönlendiriyor. Hiçbir şeyin önem taşımadığı, amaçsızlığın ağır bastığı, özgür seksin kol...

ŞAFAK PROJESİ - ARTHUR C. CLARKE

Resim
  23. Yüzyılda... Mars’ta, aralarında Dünya’nın en parlak zekâlarının da bulunduğu bir grup insan, gezegenin yüzünü değiştirmek amacıyla savaşım veriyorlardı. ... Son birkaç haftada bu bitkiler nasılda büyümüştü!.. Şimdi boyları bir insan boyundan çok daha yüksekti. Gibson, bunların bir kısmının normal büyüme olduğunu kabul etse de diğer etkenin yapay güneş “Phobos” olduğunu çok iyi biliyordu. “Şafak Projesi” tüm hızıyla yaşıyordu. ... Zamanla Phobos gökyüzünde yavaş yavaş kaybolurken, bu kez Güneş yükselmeye başladı. Güneş en tepeye çıkınca, “Phobos” onun yanında daha sönük kaldı. Ama yine de görevini yerine getirecek kadar parlaktı ve bin yıl süreyle Mars gecelerini aydınlatacaktı...

Alev Kıyıları - Wilbur Smith

Resim
Wilbur Smith yakın tarihte yaşanan unutulmaz bir direnişin Afrika'yı yakan günlerini sergiliyor. Parçalanmış Fransa'nın Afrika'nın esrarengiz kalbine sığınışının öyküsüdür. Alev Kıyıları... Romanlarını yazmadan önce gerçekleri araştıran Wilbur Smith insanı sarsan, coşku veren sahneleri anlatmakta büyük bir usta olduğunu bu romanında da kanıtlıyor.

Kozmik Haydutlar - A. C. Weisbecker

Resim
Bir uyuşturucu kaçakçısı, gasp ettikleri eşyaları vakit öldürmek için karıştırırken karşısına çıkan kitaplardan kuantum fiziğine merak sarar ve hayatı onunla açıklama çabasına girişir. Orta ve Güney Amerika'da uyuşturucu kralları, haydutlar (banditolar), birbirinden kaçık tipler ve tabii ki CIA ve FBI gibi örgütler eşliğinde çizgi filmvari maceralar yaşanırken bir yandan da "gerçekliğin temel doğası"na heyecan verici bir yolculuk başlar...  Kozmik Haydutlar, artık, "yaşamınızı değiştirin" terapilerine bile sokulan son yılların en büyüleyici ve bulaşıcı "dini" olmaya aday kuantum fiziğini belki de ona en çok yakışan banditolar ve esrarkeş maceraperestler aracılığıyla açıklıyor. Neredeyse her hükümetin polis teşkilatını peşlerine takan bu gamsız grup, külüstür uçak ve gemilerle kaçakçılık yaparak gittikleri yerleri yakıp yıkıp kaos yaratıyor.  El bombasıyla gemi tamirinden, uçakta fazla içerek yerçekimini azaltma projelerine kadar pek çok şenlikli absürd...

Yüzen Şehir - Jules Verne

Resim
 

Harry Potter ve Ateş Kadehi - J. K. Rowling

Resim

Çağlar Boyu Quidditch'e Övgüler - Kennilworthy Whisp

Resim

Jules Verne

Resim
Jules Verne 1828’de Fransa’da doğdu. Jules Verne, denizcilik geleneği olan bir ailenin çocuğuydu ve bu durum onun yazın hayatını derinden etkiledi. Küçük bir çocukken gemilerde tayfalık yapmak için evden kaçtı ama, yakalanıp ailesine teslim edildi.  1847’de hukuk öğrenimi görmesi için Paris’e gönderildi. Ancak Paris’teyken tiyatroya ilgisi derinleşti. 1850’lerin sonlarında ilk oyunu yayımlandı. Babası, hukuk öğrenimini bıraktığını duyduğunda aralarında büyük bir tartışma çıktı ve harcamaları için gönderilen para kesildi. Bu durum, Jules Verne’i öykülerini satarak para kazanmaya zorladı.  Paris’in kütüphanelerinde jeoloji, mühendislik ve astronomi okuyarak geçirilen uzun saatlerden sonra, Jules Verne ilk kitabı Balonla Beş Hafta’yı yayımladı. Bu romanı, Dünya’nın Merkezine Seyahat, Dünya’dan Ay’a ve Denizler Altında 20 Bin Fersah gibi romanlar izledi.  Romanlarının büyük beğeni toplaması Jules Verne’i zengin bir adam yaptı. 1876’da büyük bir yat aldı ve Avrupa’nın çevresin...

BİR TEREDDÜTÜN ROMANI - PEYAMİ SAFA

BİR TEREDDÜTÜN ROMANI - PEYAMİ SAFA DÜZENLEME - ERDOG@NER KİTABIN KONUSU:  Bir yazarın iki kadın arasında evlenmek için yaşadığı tereddütü anlatıyor. KİTABIN ÖZETİ : Kitap Mualla adında bir kızın arkadaşı tarafından tavsiye edilen bir kitabı okumasıyla başlar. Kitap kendisine çok ilginç gelir ve yazarıyla bir baloda karşılaşır. Yazar Mualla’yı görür görmez beğenir ve evlenme teklif eder. Mualla da düşünmek için süre ister. Yazar daha sonra eskiden tanıştığı ve bir hayranı olan Vildan ile karşılaşır. Vildan da yazara evlenme teklif eder. Ona kocasından ayrılarak geldiğini söyler. Fakat yazar bunu nazik bir dille geri çevirir. Vildan yazarı intihar etmekle tehdit eder. Bir kaç ay geçtikten sonra yazar tekrar Vildan ile karşılaşır. Kendi izini ona bir süre kaybettirmiştir. Ama bu yeni karşılaşma Vildan’daki değişikliği yazara fark ettirir. Vildan’ın, evine çağırma teklifini kabul eder. Evine gittiğinde Vildan’dan bazı itiraflar duyar. Vildan’ın asıl isminin Vildan olmadığını v...

SADREDDİN KONEVÎ

Resim
  SADREDDİN KONEVÎ, XIII. asırda yaşamış (doğum tarihi, yaklaşık 1210, vefat tarihi, 1274), tasavvuf düşüncesine kazandırdığı boyutlar ve kendisinden sonraya etkileriyle “dönüm noktası” olmuş bir sûfî  düşünürdür.  Konevî, ailesinin Selçuklu döneminin önde gelen yönetici ailelerinden birisi olmasının sağladığı imkanlarla, iyi bir eğitim almış, çocukluğundan itibaren İbnü’l-Arabî’nin tasavvuf terbiyesi altında yetişmiştir.  Konevî’nin eserleri incelendiğinde, başta tasavvuf olmak üzere, bütün alt bilimleriyle felsefe ve kelam, bunun yanı sıra diğer dinî ilimler alanında bir uzman olduğu görülür. Bu bağlamda Konevî’nin İslam düşünce tarihindeki yeri, kısmen Gazâli’yi hatırlatacak şekilde, aklın metafizik alandaki imkanlarının eleştirel tahlili ve bunun devamında kalbi temizlemeyi ve ruhu arındırmayı esas alan sûfî öğretiyi müstakil bir “bilim” olarak ortaya koyması olarak görülebilir. Gerçekten de Konevî, sûfîyle ilişkisi açısından “sübjektif”, konusu açısından ise “ka...

HONORÉ DE BALZAC

Resim
  HONORÉ DE BALZAC, 1799’da Fransa’nın Tours kentinde doğdu. Kendi adıyla yayımlanan ilk eseri Köylü İsyanı tarihî bir romandı. 1829-1830 yıllarında taşra yaşamına yönelen Tours Papazı ve Eugénie Grandet gibi romanları basıldı.  1834 yılı, Balzac’ın yaşamında bir dönüm noktası oldu. Yapıtlarını büyük bir bütün oluşturacak biçimde üç grupta tasarladı: insan yaşamını ve toplumu yöneten ilkeleri ele alan “Çözümleyici İncelemeler”; insan eylemini belirleyen nedenleri ortaya koyan “Felsefi İncelemeler”; bu nedenlerin sonuçlarını gösteren “Töre İncelemeleri”.  Goriot Baba, gerçekçilik akımının başyapıtı sayılır. Balzac, bu eserlerinin tümüne Dante’yi anıştıran bir başlık koydu: “İnsanlık Komedyası”.  Balzac, 1850’de Paris’te öldüğü zaman, ardında 85’i tamamlanmış, 50’si taslak halinde kalmış roman ve 2000’i aşkın roman karakteri bırakmıştı.

Aziz Nesin

Resim
  ‘ Aziz Nesin ‘ adıyla tanınan Mehmet Nusret, 20 Aralık 1915 ’de Giresun ’da dünyaya geldi. 1925 ‘te İstanbul , Süleymaniye ’deki Kanuni Sultan Süleyman İptidai Mektebi ’nin (sonradan ismi İstanbul 7. İlkokul olarak değiştirildi) 3. sınıfına devam etti. Darüşşafaka Lisesi ’nde 2 yıl okuyan Nesin, 1935 ‘de Kuleli Askeri Lisesi ‘nden mezun oldu ve 1937 ‘de Ankara Harp Okulu ‘nu A steğmen olarak bitirdi. Aynı anda Güzel sanatlar Akademisi Süsleme Bölümü ’ne de devam eden Nesin, 1939 ‘da Askeri Fen Okulu ‘nu bitirdi. Asteğmen olarak orduya katılan Nesin, İkinci Dünya Savaşı sırasında Trakya ’daki Ç adırlı Ordugah'ta 2 yıl görev aldıktan sonra, 1942 ‘de atandığı Erzurum Müstahkem Mevkii İstihkam Taburu Bölük Komutanlığı ’nda bir bomba kazasında yaralandı. 1944 ‘de Ankara’da Harp Okulu’nda açılan ilk tank kursuna katılan Nesin, o yıl Zonguldak ’ta uçaksavar top mevzileri yaptırmakla görevlendirildi ve Üsteğmen rütbesinde iken görev ve yetkisini kötüye kullandığına dair bir suçlamayl...